14 Eylül 2016 Çarşamba

Umutsuz/Yeni Bir Umut - Colleen Hoover | Kitap Yorumu


Lise son sınıf öğrencisi olan Sky çapkınlığı kendi şanıyla yarışan Dean Holder'la tanışır. İlk karşılaştıkları andan itibaren Holder onu hem korkutur hem de cezbeder. Ona dair bir şeyler, Sky'ın derinlere gömmek için çok uğraştığı sıkıntılı geçmişine ait anılarını ateşler. Sky ondan uzak durmaya kararlı olsa da Holder'ın kararlı tutumu ve esrarengiz gülümsemesi savunmasını yerle bir edip aralarındaki bağın güçlenmesini sağlar. Ama gizemli Holder'ın sakladığı sırlar vardır, bu sırlar ortaya çıkar çıkmaz Sky sonsuza kadar değişir ve güven duygusu gerçekler karşısında yenilgiye uğrar.
Sky ve Holder ancak çıplak gerçeklerle cesurca yüzleşerek yaralarını iyileştirebilecek ve sınır tanımadan yaşayıp birbirlerini sevebileceklerdir
Buraya bir şeyler yazmayalı baya uzun zaman oldu. Şuan söz konusu olan kitabı her platformda anlatmak istiyorum ve buraya da yazayım dedim.

Konu yukarıda bahsedildiği gibi ben direk yorumuma gireceğim. Hatta iki kitabı birden anlatacağım. İlk kitap(Umutsuz) Sky'ın gözünden anlatılıyor ve olayları ilk defa gördüğünüz göz için çok uygun. İlk başta baktığınız zaman Sky çok olgun ve kendi halinde bir tip. Kendisine yapılan hakaretleri ya da okul ortamındaki salakça davranışları çokta umursamadan, erkeklerin kölesi haline gelmeden takılabilen bir tip. Sky'ın o içine kapalı hali kendimi ona yakın hissetmemi sağladı.



Kitapların sevdiğim yanlarından biri karakterlerin hayatlarının belirli kısımlarının bölümler halinde özetlenmesidir. Merak uyandırıcıdır, çünkü gerçek hayatta bunu yapman mümkün değildir. Bir bölümü bitirip yaşamak istemediğiniz şeyleri atlayarak ruh halinize uyan istediğiniz bir bölümden hayatı yaşamaya devam edemezsiniz.Hayat bölümlere değil... dakikalara bölünebilir. Hayatınız boyunca olan olaylar hızlı çekim, boş sayfalar ya da bölüm araları olmaksızın ardı ardına devam eden dakikalara hapsolur, çünkü ne olursa olsun hayat devam eder, kelimeler akar, gerçekler hoşunuza gitse de gitmese de ortaya çıkar ve hayat asla durup soluklanmanıza izin vermez.

Günlerden birgün markete girdiği sırada Dean Holder ile tanışıyor ve ondan sonrası kaderin oyunu gibi gelişiyor. Holder geçmişten gelen biri ama Sky bunu bilmiyor. Belli bir yere kadar Holder bile bilmiyor. Bütün bir kitap duygu seli halinde geçse ya da tamamen duygulardan yoksun olsa konu ziyan olmuş der köşeye atardım ama yazar öyle bir noktaya yerleşmiş ki...



''Seni yaşıyorum Sky,'' dedi dudaklarıma doğru. ''Sesi doya doya yaşıyorum.''

Ağladığım kitaplar bir elin parmaklarını geçmez ama Umutsuz ve Yeni Bir Umut beni itinayla ağlattı. Bunu sağlayan şey size bahsettiğim o duygular için oluşturulan kilit nokta.


“Sky?” dedi kısık bir sesle. “Sana işkence etmeyeceğim, ama buraya gelmeden önce kararımı vermiştim. 
 Bu gece seni öpmeyeceğim.”
“Neden?”
“Çünkü,” diye fısıldadı. “Hissetmemen­den korkuyorum.”  


Sky ve Holder arasında çok güzel bir kimya var ve bu kitabın her tarafını sarmış, elinize aldığınızda sizi sarmaya başlıyor. Holder aşırı korumacı bir erkek ama bunu etrafta gördüğünüz zorlama maçolar gibi kısa etek giyme, oraya bakma şeklinde yapmıyor. Bu korumacı tavrın sebebi hayatındaki bazı olaylar tabisi. İkinci kitaba geçip olayları Holder'ın gözünden okuduğunuzda tam anlamıyla 'Umutsuz'luğa kapılıyorsunuz. Sky bütün karmaşanın içinde ve size bunu hissettiriyor. Onunla birlikte yıkılıp tekrar ayağa kalkıyorsunuz, Holder bambaşka bir durum çünkü bütün olayları kenardan izlemek durumunda kalmış. Ben ikinci kitabı okurken çaresizliğin sadece olayları yaşayan kişi için değil kenarda seyirci kalan kişi içinde geçerli olduğunu gördüm. Bu seyirci kalma durumu oturup mal mal bakmak gibi değil. Holder tam anlamıyla kontrolü kaybetmiş ve kimseyi kurtaramıyormuş, olacakları izlemek dışında bir şey yapamıyormuş gibiydi.

Bir kararın aptallık seviyesini doğru bir şekilde ölçmenin tek yolu zamandı.

İlk kitap bittiğinde olaylar güzel bağlanıp sonlanıyor ama bu serüvenin ikinci kitaptaki gibi bir finale ihtiyacı varmış ve yazar bunu çok iyi tespit edip noktayı koymuş. Hızlı ilerleyen bir kitap ve karakterler çoğunluğunda iletişim halindeler. Çok fazla olay ve mekan yok. Bu sizi sıkmıyor kesinlikle. Yazarın bütün kitaplarını okuyun ama bu iki kitap özellikle hafızanıza kazınacak türden.

Ve... En sevdiğim alıntı...

Gökyüzü her zaman güzeldir. Karanlık, yağmurlu ya da bulutlu olsun, bakmak her zaman keyif verir Bu en sevdiğim şey, çünkü kaybolursam, kendimi yalnız hissedersem ya da korkarsam, tek yapmam gereken kafamı kaldırıp bakmak, ne olursa olsun orada olacak... ve her zaman güzel olacağını bileceğim.