15 Nisan 2016 Cuma

Işıltı - Paula Weston (Refaim #3) | Kitap Yorumu


Gaby Winters hayatının daha karmaşık hale gelebileceğini sanmıyordu, fakat fazlasıyla yanılıyordu. O, sandığı gibi on dokuz yaşındaki kaygısız genç kız değildi. O bir Refaim'di, düşmüş meleklerin soyundan geliyordu. Öldüğünü sandığı ikiz kardeşi hayattaydı. Şimdiyse Rafa; seksi ve sinir bozucu Rafa, Gaby'nin peşindeki iblislere tutsak düşmüştü ve acı çekiyordu. Gaby'nin tek seçeneği kendi içinde ikiye ayrılan Düşmüşlerin birlikte hareket etmesini sağlamaktı, yoksa Rafa'nın hiç şansı kalmayacaktı. Bu, zamana ve tarihin gerçeklerine karşı bir yarıştı ve şimdiden çok geç kalınmış olabilirdi… 

Herkese Merhaba :)

Vizelerim arasında Işıltı'yı küt diye okudum ve bunda Rafa'nın büyük etkisi var. Instagramdaki sayfama kısa bir yazı yazmıştım ama buraya da bir şeyler eklemek istedim.

Olayların başlangıcına gelecek olursak sizi ilk iki kitabı okumuş varsayıyorum. İkinci kitabı bitirenler sonunda Rafa'nın esir düştüğünü biliyordur. Başlangıçta bir an aradan zaman geçmiş gibi hissettim ama hayal gibi bir şeydi sanırım giriş kısmı. Olaylar yarım saat sonrasından başlıyor. Kitabın yarısından biraz fazlası boyunca Rafa'nın ortalıkta görünmediğini söylemem gerek ama ben yine büyük bir merakla okudum. Paula aslında seri için fazla değişik bir konu ve gidişat seçmemiş ama dili ve sizi sürekli soru işaretleri içinde bırakması çok büyük bir avantaj. Kitaba başladım ve Rafa gelene kadar ufak aralıklar vererek okudum, vize olmasa hey yavrum hey :D

Herneyse, Gaby ve Jude arasındaki ilişkiyi bolca görüyoruz kitapta. Rafa'nın yokluğu diğer karakterlerle Gaby'nin ilişkisinin anlatılması ve diğer olayların çözülmesi için fırsat olmuş. Beşleri sık sık görüyoruz kitapta ve bence bu durum çok sinir bozucu. Daniel ve Nathaniel'dan nefret ediyorum. Bahsedildiği gibi, Daniel kıskanç bir karakter ama bu Gaby'i Rafa'dan kıskanması gibi bir şey değil. Jude'u kıskanıyor arkadaş çünkü Jude hiçbir çaba göstermeden Daniel'ın elindeki her şeyi elde edebilecek kadar güçlü ve başarılı. Öyle bir hırsının olmaması ve aile, dost kavramlarına önem vermesi Jude'u Daniel'dan üstün kılan yanlardan biri.

Daniel görünenden çok daha bencil ve hırslı bir tip. Gaby'i de hiç sevmiyor ve onun başını belaya sokan bir çok olayda Daniel'ın bir etkisi var.

Gaby, Jude ve Dışlanmışlar tapınağa gelip diğerleriyle birlikte kalıyorlar ama bunun sebebi geri dönme ihtiyaçları değil. Rafa ve Taya'yı kurtarmak için daha fazla adama ihtiyaçları var. Nathaniel ve konsey sürekli bizimkileri oyalıyor ve kurtarma operasyonun önüne taş koyuyorlar. Ben Gaby yerinde olsam dağıtır ortalığı çıkardım. Aslında bunların hepsi çok uzun bir zaman diliminde günler haftalar gibi hissettirsede saatlerden ve 1-2 günden bahsediyoruz. Serinin kötü yanlarından biri zaman diliminin çok kısa olması. Sıkıcı noktalardan ayıklanarak heyecan dorukta yazılmak istenmiş ve aradaki monoton olaylar olmasın diye kısacık bir süre ele alınmış ama bu biraz kötü olmuş. Sadece birazcık kötü olmuş çünkü kitap çatır çatır kendini okutuyor.

Ufak bir uyarı mesajı sonucu ortalık karışıyor ve Gaby onu destekleyenleri arkasına alıp kendi operasyonunu kuruyor. Ayrıntılar bende kalsın.

Aksiyonlu sahneler bolca vardı ama Rafa'yı özlediğim için "Geçin bunları, bana Rafa lazım!" modunda okudum birazcık.

Ve son...Ah, o son beni bitirdi. Yazar kitap sonlarında okuyucuyu mal gibi bırakmayı başarıyor ve bende o durumda kalanlardan biriyim. Aslına bakılırsa sonunda öyle bir şey olması gerektiğinin farkındaydım ve tahmin etmiştim ama her şeye rağmen şok etkisi yarattı bende.

Final kitabı, olan onca olaydan ve üç kitaptan sonra çok tehlikeli bir dengede olmalı. Çoğu şeyin cevabı son kitaba kaldığı için beklenti yüksek ve cevapsız, geçiştirilen hiçbir ayrıntı olmadan seri tamamlanırsa çok iyi olur.







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder